NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
42 - (1569) حدثني
سلمة بن شبيب.
حدثنا الحسن
بن أعين.
حدثنا معقل عن
أبي الزبير. قال:
سألت
جابرا عن ثمن
الكلب
والسنور؟ قال:
زجر النبي صلى
الله عليه
وسلم عن ذلك.
{42}
Bana Seleme b. Şehîb
rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize
Ma'kil, Ebu'z-Zübeyr'den rivayet etti. (Demişki):
Cabir'e (satılan)
köpekle kedinin paralarını sordum:
«Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) bundan menetti.» dedi.
İzah:
Bu hadîsin Ebû Mes'ûd-u
Ensâri rivayetini Buhârî «Buyu'», «İcâre», «Talâk» ve «Tıbb» bahislerinde; Ebû
Dâvûd «Kitâbü'l-Buyû'»da; Tirmizî «Buyu'» ile «Nikâh» bahislerinde; Nesâî
«Nikâh» ve «Sayd»da; İbni Mâce «Ticârât»da muhtelif râvilerden tahrîc
etmişlerdir. Tirmizî bu bâbda: Ömer, Ali, İbni Mes'ûd, Câbir, Ebû Hureyre, İbni
Abbâs, İbni Ömer ve Abdullah b. Ca'fer (Radiyallahû anhûm) hazerâtından da
hadîsler rivayet olunduğunu söylemiş; kendisi babımız rivayetlerinden Sâib b.
Yezîd'in Râfi' b. Hadîc'den naklettiği hadîsi de tahrîc etmiştir. Mezkûr hadîsi
Ebû Dâvud, Nesâî ve İbni Mâce dahî rivayet etmişlerdir:
Buhâri şarihi Aynî,
Tirmizî'nin işaret ettiği zevatın hadîslerini ve bu hadîsleri kimlerin tahrîc
ettiğini göstermiş; bu bâbda: Ebû Cuheyfe, Abdullah b. Amr Enes b. Mâlik, Sâib
b. Yezîd ve Meymûne binti Sa'd (Radiyalllahû anhûm)'dan da hadîsler rivayet
olunduğunu söylemiştir. Hülâsası şudur:
Hz. Ömer hadîsini
Taberânî «EI-Kebîr»inde; Ali (Radiyallahu anh) hadîsini İbni Adiy «EI-Kâmil»
adlı eserinde tahrîc etmişlerdir. İbni Mes'ûd hadîsini kimin tahrîc ettiği
beyan edilmemiştir.
Câbir (Radiyallahu anh)
hadîsini Müslim, Ebû Dâvûd ve Tirmizî tahrîc etmişlerdir. Babımızın son
rivayeti bu hadîstir.
Ebû Hureyre hadîsini
Ebû Dâvûd, Nesâî, İbni Mâce ve Hâkim; İbni Abbâs (Radiyallahu anh) hadîsini Ebû
Dâvûd ile Nesâî; İbni Ömer hadîsini İbni Ebî Hatim tahrîc etmişlerdir. Fakat
İbni Ömer rivayeti hakkında: «Bu hadîs münkerdîr.» denilmiştir.
Abdullah b. Ca'fer
hadîsini İbni Ebî Adiy «El-Kâmil» nâm eserinde rivayet etmiştir; bu hadîs de
zaîftir.
Ebû Cuheyfe hadîsini
Buhâri, Abdullah b. Amr hadîsini Hâkim «El-Müstedrek» adlı eserinde; Enes
(Radiyallahu anh) hadîsini İbni Adiy; Sâib b. Yezîd hadîsini Nesâî, Meymûne hadîsini
de Taberânî tahrîc etmişlerdir. Bu rivayetlerin bâzılarında az çok ziyadeler
vardır. Fakat köpek satmanın, fahişe mehrinin, kâhin ücretinin ve haccâmın
kazancının yasak edilmesi hususunda hemen hepsi müttefiktir.
Fahişenin mehrinden
murâd: cinâ mukabilinde yahut haram olan nikâh karşılığında ona verilen
paradır. Buna mehir denilmesi şeklen benzediği içindir. Hattâbî'nin beyânına
göre kâhin : Gelecekte olacak şeyleri ve sırları bildiğini iddia eden kimsedir.
Çalınan şeyleri ve bunları kimin çalıp nereye götürdüğünü bilmekle meşgul
olanlara «Arrâf» denir.
Eskiden Araplar
arasında birçok kâhinler vardı. Bunların bâzıları gaibten kendilerine haber
getiren cinnî arkadaşları olduğunu söyler; bir takımları gaib işlerini anlamak
için kendilerine hâs bir anlayışa sahip olduklarını iddia ederlerdi.
Müneccimlere kâhin, tabîblere arrâf ve kâhin diyenler de vardır. Bunlar nehîde
dâhil değillerdir.
Hulvân: Bahşiş, rüşvet
mânâlarına gelir. Burada maksat, kâhine verilen ücrettir. Bu kelime : Kızının
mehrinden babasının kendine pay ayırması mânâsında da kullanılır.